Dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır. *

Aslında ister Almanya ister dünyanın başka bir ülkesi, fark etmez, her öğrenci ya da genç yüksek öğrenim hayatı sırasında ya da sonrasında mutlaka yurt dışı deneyimi yaşamalıdır. Bu değişim programları çerçevesinde de olabilir, lisans veya yüksek lisans eğitimi kapsamında da. Artık ticari ve iktisadi sınırların iyice ortadan kalktığı global dünyada ufku geniş, anadili dışında bir kaç dil konuşabilen, çokkültürlü, kültürlerarası yaşam ve üretim biçimlerine açık bireyler iş dünyasında daha çok tercih edilmektedir.

O halde neden Amerika, İngiltere, Kanada, Avusturalya değil de Almanya? Türkiye’nin eğitim sisteminde İngilizcenin birinci yabancı dil olarak öğretildiği göz önünde bulundurulduğunda, burada yetişen her öğrenci belli bir İngilizce altyapısına sahiptir. Bu durumda haklı olarak şunu düşünebilir; neden bildiğim bir dilin konuşulduğu ülkeye gitmeyip, Almanya gibi dilini hiç bilmediğim ve sıfırdan öğrenmek zorunda olduğum bir ülkeye gideyim? Almancayı öğrenmeye ayıracağım zamanı lisans ya da yüksek lisans öğrenimine ayırabilirim? Üstelik dünyada en yaygın kullanılan dil İngilizce olduğu için, çok iyi bir İngilizce ile hem Türkiye’de hem de dünyanın başka bir ülkesinde iş bulabilirim?

Bunlar büyük ölçüde geçerli sebepler. Ancak bunlara karşın Almanya’da eğitimin sunduğu bir çok fırsat ve avantaj var. Şöyle ki, Almanya ekonomik, ticari ve teknolojik olarak dünaynın en gelişmiş ve güçlü ülkelerinden biridir. Bunda eğitim kalitesinin rolü ve önemi küçümsenmeyecek boyuttadır. Bu bağlamda Almanya’da aldığınız lisans ve/veya yüksek lisans diploması Almanya ve Türkiye başta olmak üzere Avrupa Birliği üilekerinde veya dünyanın bir çok başka ülkesinde size geniş iş ve kariyer olanağı sunar.
Ayrıca ileri derecede öğrendiğiniz yeni bir dille, Almancayla global dünyada portföyünüzü de önemli ölçüde geliştirmiş olacaksınız. Diğer taraftan artık İngilizce bilmek nadiren ek bir referans olarak görülüyor. İş dünyasının konuşulan yabancı dil beklentisi artık anadiliniz ve İngilizcenin yanısıra başka hangi dilleri konuştuğunuzdur. Bu durumda zaten İngilizce biliyorsanız ikinci bir dili (Almanca) öğrenmek rakipleriniz karşısında sizi daha donanımlı konuma getirecektir. Almanca öğrenmenin içinde barındırdığı zorluklar var elbette. Temel düzeyde İngilizce biliyorsanız, iyi bir dil okulunun da desteğiyle Almancayı çok rahat öğrenebilirsiniz.

Bir de İngiltere, Amerika, Kanada gibi ülkelerdeki eğitim maaliyetleri göz önünde bulunduruluduğunda, Almanya’nın kaliteli ve ücretsiz eğitim sisteminin farkı daha da iyi anlaşılabilir. Hatta Türkiye ve KKTC’deki vakıf üniversitelerinin aldıkları ücretler dikkate alındığında, dünyanın en iyi üniversiteleri listelerinde bir çok üniversitesiyle temsil edilen Almanya’nın devlet üniversitelerinin sağladığı imkan ve avantajlar daha iyi görülebilir. Üstelik öğrenci statüsünün size sağlayacağı çalışma izni ve imkanıyla eğitim ve yaşam giderleinizi kendiniz karşılayabilr, ailenizden destek almak zorunda kalmadan eğitiminizi tamamlayabilirsiniz.

Ayrıca eklemek gerekirse, 2020’de iki Almanya’nın birleşmesinin 30. yılını kutlayan Almanya’yı artık tek bir ülke olarak da değerlendirmemek gerekir. Almanya Avrupa Birliği gibi geniş bir coğrafyaya yayılmış, iktisadi ve siyasi olarak çok güçlü bir oluşumun itici gücüdür. Bu bağlamda Almanya’da aldığınız bir diploma size sadece Almanya ve Türkiye’de değil, AB üyesi diğer ülekerde de farklı kapıların anahtarını sunar.

 

Yurt dışında eğitiminizi tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönüş perspektifiniz varsa, bu Almanya’da eğitimi ve Almancayı öğrenmeyi daha da cazip kılar. Almanya Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülke, ithalatında ise Çin ve Rusya’dan sonra üçüncü sırada yer alıyor. AB bazında düşünecek olursak, Türkiye ihracatının %47’sini buraya yapıyor, ithalatının ise 1/3’ünü buradan yaıpıyor. Türkiye’de yaklaşık 7500 Alman ya da Alman ortaklı şirket bulunuyor ve bunlar onbinlerce kişi istihdam ediyor. Bütün bunlara Almanya’da ve diğer AB ülkelerinde yaşayan milyonlarca Türkiye kökenliyi ve bu ülkelerden her yıl gelen on milyonlarca turisti de eklersek, Almanya’nın Türkiye, Türkiye’nin de Almanya için ne kadar vazgeçilmez olduğu daha iyi anlaşılır.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; neredeyse Türkiye’de alacağınız bir eğitim maliyetine Almanya gibi eğitimde öncü ülkelerden birinde eğitim alarak, ileri derecede yeni bir dil öğrenerek, farklı kültürleri ve ülkeleri tanımış biri olarak ister Almanya’da kalabilirsiniz isterseniz Türkiye’ye dönüp iş piyasasında rakiplerinzden daha donanımlı biri olarak kendineize yer ve alan açabilirsiniz.

*) Ludwig Wittgenstein